ALİ KOÇER / AMED (DİYARBAKIR)
Amed’in Sûr ilçesinde sokağa çıkma yasaklarından kaynaklı
göç etmek zorunda kalan ailelerle görüşen DİTAM çalışanları, görüştükleri ailelerin
hak temelli ihtiyaçlarının olduğunu belirterek, “Bu ailelerin şu anda kentin
neresinde ve hangi koşullarda yaşadıklarına dair çok güncel bilgiler veya
çalışmalar yoktu. Farklı gündemlerden dolayı Sur, odaklardan düşmüştü”
ifadelerinde bulundular.
Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi (DİTAM), Amed’in Sûr
ilçesinde sokağa çıkma yasaklarından kaynaklı yaşadıkları mahallelerden göç
etmek zorunda kalan ailelerin temel hak ve kamu hizmetlerine erişimiyle ilgili
projenin sonuçlarını geçtiğimiz hafta bir toplantı ile kamuoyuna açıklamıştı. Bu
toplantıda proje kapsamında söz konusu 6 bin aileden 500’ü ile görüşmeler
yapıldığı bilgisi paylaşılmıştı. Projenin saha pratiğinde yer alan DİTAM
çalışanlarıyla, projenin amacını ve bundan sonrasını konuştuk.
‘AMACIMIZ MEVCUT DURUMLARINI ÖĞRENEBİLMEKTİ’
Projenin tüm aşamalarında yer alan ve sahadaki çalışmanın
detaylarına hakim olan DİTAM çalışanlarından Dilan Kaya, neden böyle bir proje
başlattıklarına ilişkin şu bilgileri verdi:
“Sûr’da yerinden edilme süreçlerinde sivil ailelerin vardı. Bu ailelerin
hak temelli, sivil toplum ve kamu hizmetleri mekanizmalarına ne kadar
ulaşabildiklerine, şu anda kentin neresinde ve hangi koşullarda yaşadıklarına
dair çok güncel bilgiler veya çalışmalar yoktu. Türkiye’deki farklı gündemlerden
dolayı Sûr, odaklardan düşmüştü. Bizim
de bu projedeki amacımız Sûrlu ailelerin mevcut durumunu öğrenebilmek ve
nihayetinde bu aileleri Diyarbakır merkezde verilen kamu, yerel yönetim ve
sivil toplum hizmetlerine yönlendirebilmekti. Ailelere giderken onların hem
sosyo-ekonomik hem de aile yapılarını analiz edebilmek için bu proje kapsamında
yaptığımız bir anket ile gitmiştik. Bu sürece başlamadan önce bir erişim
haritası hazırladık. Kent merkezimizde verilen hizmetleri belirli bir sistematikle
kitapçığa döktük.”
Ailelere gitmeden önce onları arayıp kim olduklarını ve
neden böyle bir projeyi çalıştıklarına ilişkin bilgiler verdiklerini söyleyen
Kaya, “Onlara gitmekte ki amacımızın ne olduğunu bir ön bilgilendirme olsun
diye anlattık. Kendilerinden randevu ve izin talep ederek görüşmeler yaptık. O
yüzden sahadaki çalışmamız, ailelerin ne yaptığımızı bildiği ve bu alanda
ihtiyaca göre onları ilgili kurumlara yönlendirmeler üzerinden gerçekleşti” dedi.
PROJE ÜÇ DİLDE KİTAPLAŞTIRILACAK
Projeyle ilgili bulguları bulma aşamasının bittiğini ama 6
bin aileden 500’ü ile görüşüldüğü için bu sayının az olduğunun altını çizen
Kaya, konuşmasına şöyle devam etti: “Ailelerle görüşme alanındaki çalışmalar
temel verilerin ortaya çıkması için devam etmesi lazım. Tabii sonuç olarak
basmayı düşündüğümüz kitabın tasarımı nisan ayında başlanacak ve Kürtçe, Türkçe
ve İngilizce olmak üzere üç dilde çevirileri olacak. Kitap basıldıktan sonra
DİTAM’ın hakim olduğu veya kurumsal yapı olarak yetemediği alanlarda başka
kurumların devreye girmesini sağlayacağız. Örneğin bu ailelerin kadın ve çocuk
fertlerini psiko-sosyal desteğe ihtiyacı var ama bu DİTAM’ın alanı değil. Bu
alan ile ilgili çalışma yürüten sivil tolum örgütleriyle ve kamu yapılarıyla
bir araya gelebilecek ortamlar yaratmaya çalışıyoruz. DİTAM’ın burada
üstlenebileceği çalışma alanı hak temelli konular olabilir. Bu ailelerin temel
hakları olan barınma, eğitim ve sağlık hakları bir hak değil de bir lütufmuş
gibi bilmeleri, bu haklar istenirse alınır istenir verilir bir ilişkin
üzerinden kurgulamaları onları hak temelli mekanizmalara yönlendirmemizi
sağlıyor.”
PROJE AB’YE YÖNLENDİRİLECEK
Yürüttükleri çalışmanın sonuçlarını belirli odak gruplarıyla
birebir paylaşıp ne yapabileceklerini konuşmak istediklerini aktaran Kaya, “Bu
konu tek başına bir kurumun ele alabileceği bir konu değil. Çok daha toplumsal
ve karmaşık bir yapı gerekiyor. O yüzden raporu elde ettiğimiz aşamadan sonra
ilgili kurumlarla görüşüp bu konuyu bir daha gündemde tutmak gerekecek. ‘Ortak
ne yapabiliriz’ toplantıları nisan ayından muhtemelen daha da artarak devam
edecek. Çünkü raporun üç dilli basılmasında ki amaç da gönderilebilecek ve etki
kurabilecek alanları artırmak olacak. İngiltere Büyükelçiliği’nin desteğiyle yapılan
bir projeydi ve muhtemelen İngiltere’de bu alanlarda çalışan kurumlara ve
Avrupa Birliği’ne yönlendirilecek. Ama en temelde bu kentteki bir sorunu yine
bu kentteki paydaşlarla, yani ekonomi, kadın, sivil toplum ve benzeri alanlarla
paylaşmak öncelikli hedefimizdir” dedi.
‘AİLELERİ İLGİLİ KURUMLARA YÖNLENDİRDİK’
Kendi projelerinin daha önce buna benzer çalışmalar yapan
diğer kurumların projelerinden en yenisi olması nedeniyle güncel verilere sahip
olduğunu vurgulayan DİTAM çalışanı Ebru Demir ise, şunları dile getirdi: “2
yıldan sonra böyle bir çalışmanı yapılması en temel farklardan biriydi. Bütün
STK’lar kendi çalışma alanlarıyla ilgili çalışmışlardı. Kimisi çocuklarla
psiko-sosyal destek çalışması, kimisi kadınlarla ev ziyaretleri yaparak onların
durumunu açığa çıkaran çalışmalar yapmıştı. Bizim çalışmayı besleyen daha çok
yönlendirme içerikliydi. Biz çalışmaya başlamadan önce birçok kuruma gidip yüz
yüze görüşmeler sağladık. Böyle bir çalışma yapacağımızı ve ihtiyaca göre bize
hangi hizmetleri verebilecekleriniz sorduk. Bu kapsamda görüştüğümüz birçok
kurum üzerinden aileleri yönlendirdik. Bizim çalışmanın en temel farkı buydu.”
AİLELERİN TALEPLERİ VAR
Görüştükleri ailelerin bu çalışmaya olan yaklaşımlarına
değinen bir diğer DİTAM çalışanı Ruşen Yakut, aileleri ziyaret etmeden önce
izin alarak gitmelerine rağmen bazı ailelerin onlara karşı güven problemi yaşadıklarını
ve çekinceli davrandıklarını belirtti. Bu çekingenlikten dolayı güven
ilişkisini kolay kuramadıklarını anlatan Yakut, “İlişki kuramadığımız ailelerin
sayısı çok azdı. Ailelerin bir bilgiye ihtiyaçları olması nedeniyle bizi
karşılarken gayet ılımlı bir yaklaşım içerisindeydiler. Onlara ev ve
eşyalarıyla ilgili sunulan koşulları yeterli görmemelerinden dolayı biz onlar
kimi kurumlara yönlendirdik. Biz genelde görüşmeleri kadınlarla yaptık.
Kadınlarında bizler talepleri kendileri ve çocukları için psikolojik destek,
eşleri için de ekonomik sorunlarını giderecek olan iş talep etmeleriydi”
şeklinde konuştu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder