ALİ KOÇER / AMED (DİYARBAKIR)
Baskın seçimlerin nedenleri ve doğuracağı sonuçlara ilişkin
konuşan Siyaset Sosyoloğu Prof. Ferhat Kentel, her ne kadar birleşik olmasa da
güçlü bir muhalefet potansiyelinin toplumda mevcut olduğunu belirterek, “Onlar
için AKP artık anlamlı bir referans değil” dedi.
24 Haziran baskın seçimlerine 37 gün kala, siyasette ortam
gittikçe ısınıyor. Normal şartlarda seçimlere daha 1,5 yıl varken AKP-MHP
blokunun baskın seçim kararı alarak, bu seçimlerin alışageldik seçimlerden
olmayacağını garantilemiş oldular. Tüm bunlar, kimi soruların çoğalmasına neden
oldu; Baskın seçimin siyasi sebepleri nelerdir? Seçmenlerin son 4 yılda altıncı
kez sandık başına gitmeleri, onların sosyolojik yapılarının ve duygularının kaldırabilecekleri
bir durum mu? 7 Haziran 2015 ile 24 Haziran 2018 seçimleri arasındaki zaman
zarfında yaşanan siyasal ve toplumsal devinimler sandığa nasıl yansıyacak?
Sorularımıza Siyaset Sosyoloğu Profesör Ferhat Kentel cevap
verdi.
GİDEREK YIPRANAN BİR İKTİDAR
Baskın seçimin nedenlerini birkaç noktadan ele alan Prof
Kentel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, hükümet ve devlet içindeki ittifak halinde oldukları
grupların ellerindeki bütün imkânları ve sahip oldukları iktidarı korumak
istediklerini belirterek, geçen her günün bu ittifak için büyük bir yıpranma
getirdiğini kaydetti.
AKP’nin enerjisi ve toplumu taşıyıcı kapasitesinin tükenmiş bir
durumda olduğunu söyleyen Prof. Kentel, şunları ekledi: “Zaten girmiş olduğu
ittifaklar da onun için hayati nitelikte. AKP ile birlikte iktidara eklemlenen
çıkar grupları da kaybetmemek zorunda. Ancak zora dayanan, baskıcı ve otoriter
yöntemler de tam anlamıyla, bütün toplumu kuşatan bir totaliter yapıya
dönüşemiyor. Hâlâ kontrol edilemeyen ve edilemediği sürece bütün otoriter ve
manipülatif girişimleri boşa düşürecek bir enerji ve her ne kadar birleşik
olmasa da güçlü bir muhalefet potansiyeli toplumda mevcut.”
EKONOMİNİN KÖTÜ GİDİŞATI
Türkiye’de demokratik potansiyeli tersyüz edecek bir
manipülasyon kapasitesi her zaman mümkün olduğunu vurgulayan Prof Kentel, “Daha
da önemli olan değişkenin ekonomi olduğunu düşünüyorum. Ekonomide yaşanacak
sıkıntıları siyasal, kültürel ya da ideolojik düzeyde cereyan eden sorunlarda
olduğu gibi, milliyetçi dalgalar yaratıp, hamaset üreterek çözmek çok zor.
Özellikle ekonomideki gidişat, toplumun içinde var olan huzursuzlukları
arttırıp, derin bir AKP aleyhtarlığına dönüşmesinden ve bu dalganın altından
korktukları için erken seçim ile bu düşüşü mümkün olduğu kadar işleri atmaya
çalışıyorlar” dedi.
‘TOPLUM ZARAR GÖRÜYOR’
Toplumun son 4 yılda altıncı kez sandığa gitme durumuna da
değinen Prof. Kentel, şöyle devam etti: “Toplum bu süreçten oldukça çok zarar
görerek geçiyor. Gerilimden gerilime, travmadan travmaya, bölünmeden başka
bölünmelere doğru geçen toplumsal kesimler her seferinde ‘cemaatçi’
yalpalanmalar üretiyor. Her seçim, gerilimi bir kere daha besliyor. Ama
zannediyorum, yönetici otoritenin zaten istediği bu; Gerilimden fayda sağlamak,
kendi tabanını ‘düşmanlar’ karşısında konsolide etmek ve egemen yapıyı korumak
için gerekirse en radikal çarelere başvurmak. Toplumun tabii ki böyle bir
gerilime hazır olması mümkün değildir. Ancak yaşanan bütün bu gerilimler bir
şekilde bir zaman sonra yatışır. Fakat daha önemlisi yaşanan her travma ve
açılan yara, ileride beklenmedik başka travmaları da besleyebilir.”
AKP’NİN KESKİN VE MİLİTARİZE DİLİ
7 Haziran ve 24 Haziran arasında yaşananların seçimlere
yansımasının çok farklılıklar içereceğinin altını çizen Prof. Kentel, “Bir
yandan Ortadoğu bölgesinde yaşanan süreçler ortalama Türkiye vatandaşının
güvenlik sorununu ateşleyecek. Dolayısıyla AKP’nin keskin ve militarize dili
klasik AKP seçmeni dışındaki kesimlere de ulaşabilecek ve o kesimler arasında
bir miktar etki yaratabilecek. Ancak, yaşananlar gene AKP seçmen kitlesi içinde
özellikle genç, eğitimli ve kadın olan bir kesim üzerinde derin etkiler
yarattı. Onlar için AKP artık anlamlı bir referans değil” dedi.
SANDIĞA YANSIYACAK RADİKAL OYLAR
Yaşananların Kürt oyları üzerindeki en temel etkisinin
parçalı olacağını aktaran Siyaset Sosyoloğu Prof. Ferhat Kentel, konuşmasını şu
sözlerle tamamladı: “Suriye, Afrin, PKK, PYD hattında yaşananlar Kürtleri bir
kere daha bölmüş olacak. Suriye’de olup bitenlerden tedirgin olup, güvenlikçi
dilin etkisi altında kalanlar, AKP’nin yörüngesinde konsolide olacaklar. Diğerleri
ise Türkiye’nin batısında İstanbul, İzmir gibi büyük şehirlerde yaşayanlarla
birlikte AKP yönetiminin sandıkta altının oyulması için çok daha net bir tavır
alacak. Eğer özellikle bölgede, muhalif Kürt oyları üzerinde aşırı caydırıcı
etkiler inşa edilmezse, bugün olmasa bile ileride kendisini radikal bir şekilde
ifade edecek bir kesimin oy davranışları sandığa yansıyacak.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder