23 Mayıs 2018 Çarşamba

Buldan: Ardahan’dan Edirne’ye gitmediğimiz yer kalmayacak


ALİ KOÇER / AMED (DİYARBAKIR)

7 Haziran 2015 genel seçimlerinde yüzde 13.1 oranında oy alarak parlamentoya 80 milletvekili gönderen Halkların Demokratik Partisi, 4 Kasım 2016’da siyasi bir darbe ile eş genel başkanları başta olmak üzere on binlerce parti çalışanları tutuklanmıştı. O günden bugüne aralıksız olarak gözaltı ve tutuklama furyasının hedefinde olan HDP, dört hafta sonra yapılacak olan genel seçimlerin adaylarını birkaç gün önce açıklamıştı.



Açıklanan adayların hangi ölçüler baz alınarak belirlendiğini, HDP’yi nasıl bir seçim sürecinin beklediğini, Kürt seçim bloku ile ilişkilerin ne düzeyde olduğunu ve diasporadaki Kürtlerin 24 Haziran seçimlerindeki önemini HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’a sorduk.

Buldan, adayların belirlenmesinde yerellerin hassasiyet ve önerilerini dikkate aldıklarını belirtirken, tüm temsiliyetleri HDP çatısı altında toplamaya çalıştıklarını söyledi. Yine 7 Haziran 2015 seçimlerinden şimdiye değin bir tasfiye süreciyle yüz yüze kaldıklarını kaydeden Buldan, tüm bu tasfiye planlarını Ardahan’dan Edirne’ye kadar her yere giderek, herkesin yüreğine değerek boşa çıkaracaklarının altını çizdi.

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle;

Partiniz 7 Haziran 2015 seçimlerinden bu yana çok ciddi baskılar altında. Eş genel başkanlarınızdan tutalım da parti yöneticilerine kadar on binlerce tutuklama yaşandı. 24 Haziran seçimlerine giderken tüm bunları göz önünde bulundurduğumuzda partinizi nasıl bir süreç bekliyor?

İşimizin çok kolay olmadığını biliyoruz. Ancak parti olarak bu tür dönemlere ve süreçlere çok da yabancı bir parti değiliz. 7 Haziran ve 1 Kasım (2015) arasında yaşananlar Türkiye toplumunda ve Kürtler üzerinde çok büyük etkiler bıraktı. 7 Haziran’da da biz aslında yüzde 10 seçim barajını aşarak, yüzde 13.1 oranında oy alarak her türlü engelleme ve baskıya rağmen böylesi bir başarıyı elde eden bir partiyiz. 1 Kasım tarihinde bize yaşatılanlar, medyanın bize kapalı olması, sokağa çıkma yasakları ile birlikte Kürtler üzerinde uygulanan müdahaleler bizim parlamentoya girmemiz açısından önümüze koyulan setlerdi. Fakat 1 Kasım seçimlerinde de yüzde 10 seçim barajını aşarak geniş bir kesim temsiliyetle parlamentoya girmeyi başardık.

‘BİZE BİR TASFİYE SÜRECİ YAŞATILDI’

Biz geçtiğimiz üç yıllık süreç içerisinde çok büyük müdahalelerle karşı karşıya kaldık. Özellikle bir tasfiye süreci yaşatıldı bize. Demokratik siyasetin dışına çıkartılmak istendik. Çünkü halkın iradesi ile seçilen milletvekillerimizin bir kısmı tutuklandı, bir kısmının milletvekillikleri düşürüldü ve bir kısmı da parlamentodan atıldı. Dosyası ve davası olan tüm milletvekili arkadaşlarımız bu süreci başarıyla yürütebilmek için büyük bir mücadele verdiler. O yüzden bu dönem açısından şunu ifade edebilirim; Parlamentoya girmememiz için her türlü engeli çıkarmaya çalışacaklar. Fakat bir halk ve parti olarak bur tür süreçlere yabancı olmadığımızı biliyoruz. Her gözaltına alınan ve tutuklanan yönetici arkadaşımızın yerine il ve ilçe örgütlerimize başvuru yaparak yönetici olmak isteyen binlerce insanımız ve yoldaşımız var. Dolaysıyla biz bu kısa seçim kampanyası döneminde tüm kesimlere ulaşmanın yol ve yöntemlerini arayacağız ve bulacağız.

‘DEMİRTAŞ’IN MESAJLARINI TABANIMIZLA PAYLAŞACAĞIZ’

Cumhurbaşkanı adayınız Selahattin Demirtaş’ın seçim kampanyasına dahil olması nasıl gerçekleşecek?

Parti olarak cumhurbaşkanı adayımızı Edirne Cezaevinde olan Sayın Selahattin Demirtaş olarak belirledik. Özellikle cumhurbaşkanı adayımız Sayın Salahattin Demirtaş’ın bir an önce özgürlüğüne kavuşmasını buradan bir kez daha belirtmek istiyorum. Esaret koşullarında bu seçim kampanyasını diğer adaylara göre eşit koşullarda yapmayacağını biliyoruz. Ancak avukat aracılığıyla bizlere göndereceği mesajları, bizde Türkiye halklarına ve kendi seçmen tabanımıza iletmeye ve ulaştırmaya çalışacağız. Dolaysıyla bir taraftan cumhurbaşkanı seçimi bir taraftan da parlamento seçimlerini kazanabilmek için yapacağımız güçlü mitingler, halk buluşmaları ve iftar programlarıyla bu seçim kampanyamızı tamamlamaya çalışacağız. Kadın buluşmaları gerçekleştirmeye çalışacağız. Çünkü bizim partimiz aynı zamanda bir kadın partisidir. Kadın hareketleri ile ortak düzenleyeceğimiz kadın buluşmalarıyla da tüm kadınlara ulaşmanın yollarını arayacağız.

ARDAHAN’DAN EDİRNE’YE…

Bu bir aylık süreç içerisinde Ardahan’dan Edirne’ye gitmediğimiz, ulaşmadığımız ve elini tutmayacağımız insan ve kesim kalmayacak. Aslında böylesi bir hava ve coşku da var. Çünkü biz seçim tarihi açıklanmadan yapmış olduğumuz bölge ziyaretlerinde bu coşku ve kararlılığı bir kez daha gördük. Seçim tarihi açıklandıktan sonra tekrar bölge gezisine çıktığımızda yine halkın seçimlere nasıl coşkulu bir biçimde hazır olduklarını gözlemledik. Halk bizim önümüzde gidiyor. Yani partinin önünde giden bir halk tabanımız var. O yüzden halkımız da bizimle beraber bu çalışmaları yürütecek. Çünkü bize çıkarılan engelleri ve uygulanan baskıları görüyorlar. 24 Haziran tarihine kadar gece gündüz çalışarak bu çalışmayı tamamlayacağız.

‘TÜM TEMSİLİYETLERDE ADAYLARIMIZ VAR’

Dün milletvekili adaylarınızı deklare ettiniz. Adaylarınızı hangi ölçüleri baz alarak belirlediniz?

Dün itibariyle adaylarımızı kamuoyu ile paylaştık. HDP olarak belirlemiş olduğumuz adaylarımı tanıttık. Çok renkli ve zengin bir aday profilimizin olduğunu özellikle belirtmek isterim. Hem Kürdistan’da hem de Türkiye’nin batısında belirlemiş olduğumuz milletvekili adaylarımız yerellerin onayını almış, onların hassasiyetleri göz önünde bulundurarak ve topluma sorularak alınan kararlar doğrultusunda belirlendi. Türkiye’nin batısında yapmış olduğumuz ittifaklar sonucunda bileşenlerimizin bize vermiş olduğu adaylar var. Bunlar bileşen hukuku çerçevesinde verilen adaylardır. Türkiye’nin batısı için belirlediğimiz adaylar için bunları ifade edebiliriz. Ancak Kürdistan’daki adaylarımız daha çok yerellerde yapmış olduğumuz görüşmeler, il ve ilçe örgütlerimizin görüş ve onayı alınarak belirlendiler.



KADIN ADAYLAR

Kadın adaylarına ilişkin, kadın hareketimizin yapmış olduğu bir çerçeve neticesinde belirlenen adaylarımız var. Kadın adaylarımızın oranı yüzde 40’a yakındır. Bunlar Türkiye’deki kadın hareketlerinin ortak belirlemiş oldukları adaylardır. Bu çerçevede biz her türlü zenginliği ve çoğulculuğu esas alarak bu profili ön plana çıkarmaya çalıştık. Türkiye’de HDP’nin dışında farklı kesimlere, inançlara ve mezheplere seslenen başka bir parti yoktur. Geçtiğimiz dönemde de biz bu vizyonu ortaya koymuştuk. 24 Haziran’a giderken tekrar bu vizyonu esas alarak adaylarımızı belirlemeye çalıştık. Her kesimden bir temsiliyet sağlamaya çalıştık. Ermeni, Süryani, kadın, genç ve engelli temsiliyeti şimdiye kadar Türkiye’de ezilen ve yok sayılan kesimler olarak ifade ediliyordu. Bunları HDP çatısı altında bir temsiliyet doğrultusunda parlamentoda her kesimin kendi sesini çıkarabileceği bir ortamın sağlanması açısından uygun gördük ve böyle bir profili de Türkiye kamuoyuna sunduk. 24 Haziran’da da bu temsiliyetlerin parlamentoya girmesiyle birlikte şimdiye kadar halklar üzerinde yaşanan inkar politikasını ve dil, kimlik sorununu da parlamentoya yansıması için esas almış olduk.  Ben, 24 Haziran seçimlerinde HDP’nin bu temsiliyetlerle birlikte güçlü bir şekilde parlamentoya girecek. HDP’yi her kesimin sesi olmayı hedefleyen bir parti olarak ifade edebiliriz.

‘KÜRTLERİN ULUSAL BİRLİĞİ KIRMIZI ÇİZGİDİR’

Son bir hafta-on gündür Kürt seçim bloku ile olan ilişkilerin ne düzeyde olduğu basının ısrarla merak ettiği bir konu. Bununla ilgili ne söylemek istersiniz?

Bunun tekrar bu çağrıyı buradan yineledik. Bazı siyasi parti, kurum, kuruluş ve bireyler bu ittifakın içerisinde yer aldı. Bir kısmı ise dışarıda kalmayı tercih etti. Elbetteki tercihlerine saygı duyarız ancak o gün, bu gün değildir! Küsmelerin, kırılmaların, ittifakların dışında kalmaların özgürlük mücadelesi yürüttüğümüz bu süreç açısından bize zaman kaybettirir. Bizler bakımından Kürtlerin birlik ve beraberliği, ulusal birliği elbette ki olmazsa olmaz bir kırmızı bir çizgidir. Bunun mücadelesini yıllardır vermeye, tamamlamaya çalışıyoruz. Fakat zaman zaman bozulmalar olsa da, sekteye uğrasa da bu meselenin bir an önce netliğe kavuşması gerektiğini özellikle belirtmek isterim.

‘HERKESİN İTTİFAKA DAHİL OLMASI ELZEMDİR’

Bugün Amed’den bir Kürt deklarasyonu açıkladık. Dolayısıyla bu açıklama ile birlikte bu saatten sonra artık hiçbir Kürdün bu ittifakın dışında kalmak gibi bir lüksü ve amacı olmamalıdır. Çünkü Kürtler üzerinde oynanan oyunlar, Kürt halkının tasfiye süreci, Kürt halkına yaşatılan zulüm, Kürt çektiği acılar göz önünde bulundurularak bugün omuz omuza vermenin zamanıdır. Yaptığımız çağrı ile birlikte tüm Kürt kardeşlerimize çağrı yaptık. Bu ittifakın içinde olmak büyük bir sorumluluk gereğidir. Bu sorumluluğu herkesin bugün itibariyle bir vicdani muhasebe ile tartması gerektiğini düşünüyoruz. Bu anlamda, bu saatten sonra da herkesin kendini bir kez daha gözden geçirmesi gerektiğini ve ittifaka dahil olmasının elzem olduğunu belirtmek istiyorum.

‘24 HAZİRAN’IN ANA MOTORU AVRUPA’DAKİ HALKIMIZDIR’

Avrupa’da çok güçlü bir Kürt diasporası var. Oradaki Kürt nüfusunu dikkate aldığımızda seçimlerde kıymete değer bir oran ortaya çıkıyor. Buradan onlara ne söylemek istersiniz?

24 Haziran’ın başarısı Avrupa’da yaşayan halkımıza bağlıdır. Biz 7 Haziran’da da aslında bunu gördük. Avrupa’dan gelen oyların Türkiye’den almış olduğumuz oylara çok büyük katkısı olacaktır. Dolayısıyla 24 Haziran’daki seçimlerin ana motoru Avrupa’da yaşayan halkımızdır. Bu süreci daha çok onların götürmesi gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü Avrupa’da çalışma ortamı daha rahattır. Orada yaşayan halkımızın Kürdistan ve Türkiye’de kendi yakınlarına ve çevrelerine bu çağrıyı yapmak gibi bir sorumlulukları vardır. Yine Avrupa’da oyların kullanılacağı gün herkesin bir seferberlik ruhuyla sandıklara gidip oylarını kullanması, aynı zamanda da tüm akraba ve dostlarına HDP’ye sahip çıkma noktasında çağrılarının olması gerekiyor.

AVRUPA’DAKİ KÜRTLERE ÇAĞRI

Ben Avrupa’da yaşayan Kürt halkımıza şu çağrıyı bir kez daha yapmak isterim; Türkiye ve Avrupa arasındaki mesafe ne kadar uzun ve uzak olursa olsun birbirimizin elini tutma ve yüreğine dokunma zamanıdır. Bu sorumlulukla herkesin mevcut çalışmalara birebir katılarak Avrupa’daki her kesime ulaşması gerekmektedir. Çünkü Avrupa’da da AKP’ye oy veren kesimler var. Özellikle bu kesimlere ulaşmak ve onları ikna etmek, yaşanan kriz ve kaosların müsebbibi olan AKP hükümetine bir daha oyların çıkmaması açısından böyle bir çalışmayı yürütmek gerekiyor. O yüzden 24 Haziran seçimlerinde Avrupa’dan gelecek olan oylar bizlere birkaç milletvekili çıkaracak düzeyde bir öneme sahip olduğu için şimdiden bir seferberlik ruhuyla bu çalışmaların devam etmesi gerektiğini özellikle belirtmek istiyorum ve onlara başarılar diliyorum.

BİR OY HDP’YE, BİR OY DEMİRTAŞ’A

Genel olarak konuşmanıza eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Biz 24 Haziran seçimlerinden büyük bir başarı ile çıkabilmek için bir seferberlik ruhu ile çalışmalarımızı başlattık. Ancak AKP hükümeti HDP’yi barajın altında bırakmak gibi bir niyete sahiptir. Dolayısıyla barajı aşabilmek için şu anda bıçak sırtı olan bu meselenin bizler açısından önemi çok ifade edildi fakat bir kez daha ifade etmek isterim ki, onların bizden çalamayacakları kadar oya ihtiyacımız vardır. Büyük bir başarı elde etme ve kazanmak açısından herkesin HDP’ye ve Sayın Demirtaş’a sahip çıkması gerekiyor. ‘Bir oy HDP’ye, bir oy Demirtaş’a’ diyerek bu anlayış ve şiarla 24 Haziran seçimlerinden başarılı çıkmayı hepimiz önümüze hedef olarak aldık. Hepimizin yolu açık olsun diyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Silvan belediyesi adayları: Halk ile birlikte kararlar alacağız

ALİ KOÇER / AMED (DİYARBAKIR) HDP Silvan ilçe belediyesi adayları Naşide Toprak ve Abbas Hilmi Azizoğlu, nasıl bir belediyecilik anlay...