ALİ KOÇER / AMED (DİYARBAKIR)
7 Haziran 2015 genel seçimlerinde yüzde 13.1 oranında oy
alarak parlamentoya 80 milletvekili gönderen Halkların Demokratik Partisi, 4
Kasım 2016’da siyasi bir darbe ile eş genel başkanları başta olmak üzere on
binlerce parti çalışanları tutuklanmıştı. O günden bugüne aralıksız olarak
gözaltı ve tutuklama furyasının hedefinde olan HDP, dört hafta sonra yapılacak
olan genel seçimlerin adaylarını birkaç gün önce açıklamıştı.
Açıklanan adayların hangi ölçüler baz alınarak
belirlendiğini, HDP’yi nasıl bir seçim sürecinin beklediğini, Kürt seçim bloku
ile ilişkilerin ne düzeyde olduğunu ve diasporadaki Kürtlerin 24 Haziran
seçimlerindeki önemini HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’a sorduk.
Buldan, adayların belirlenmesinde yerellerin hassasiyet ve
önerilerini dikkate aldıklarını belirtirken, tüm temsiliyetleri HDP çatısı
altında toplamaya çalıştıklarını söyledi. Yine 7 Haziran 2015 seçimlerinden
şimdiye değin bir tasfiye süreciyle yüz yüze kaldıklarını kaydeden Buldan, tüm
bu tasfiye planlarını Ardahan’dan Edirne’ye kadar her yere giderek, herkesin
yüreğine değerek boşa çıkaracaklarının altını çizdi.
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın sorularımıza verdiği
yanıtlar şöyle;
Partiniz 7 Haziran
2015 seçimlerinden bu yana çok ciddi baskılar altında. Eş genel
başkanlarınızdan tutalım da parti yöneticilerine kadar on binlerce tutuklama
yaşandı. 24 Haziran seçimlerine giderken tüm bunları göz önünde
bulundurduğumuzda partinizi nasıl bir süreç bekliyor?
İşimizin çok kolay olmadığını biliyoruz. Ancak parti olarak
bu tür dönemlere ve süreçlere çok da yabancı bir parti değiliz. 7 Haziran ve 1
Kasım (2015) arasında yaşananlar Türkiye toplumunda ve Kürtler üzerinde çok
büyük etkiler bıraktı. 7 Haziran’da da biz aslında yüzde 10 seçim barajını
aşarak, yüzde 13.1 oranında oy alarak her türlü engelleme ve baskıya rağmen böylesi
bir başarıyı elde eden bir partiyiz. 1 Kasım tarihinde bize yaşatılanlar,
medyanın bize kapalı olması, sokağa çıkma yasakları ile birlikte Kürtler
üzerinde uygulanan müdahaleler bizim parlamentoya girmemiz açısından önümüze
koyulan setlerdi. Fakat 1 Kasım seçimlerinde de yüzde 10 seçim barajını aşarak
geniş bir kesim temsiliyetle parlamentoya girmeyi başardık.
‘BİZE BİR TASFİYE SÜRECİ YAŞATILDI’
Biz geçtiğimiz üç yıllık süreç içerisinde çok büyük
müdahalelerle karşı karşıya kaldık. Özellikle bir tasfiye süreci yaşatıldı
bize. Demokratik siyasetin dışına çıkartılmak istendik. Çünkü halkın iradesi
ile seçilen milletvekillerimizin bir kısmı tutuklandı, bir kısmının
milletvekillikleri düşürüldü ve bir kısmı da parlamentodan atıldı. Dosyası ve
davası olan tüm milletvekili arkadaşlarımız bu süreci başarıyla yürütebilmek
için büyük bir mücadele verdiler. O yüzden bu dönem açısından şunu ifade
edebilirim; Parlamentoya girmememiz için her türlü engeli çıkarmaya
çalışacaklar. Fakat bir halk ve parti olarak bur tür süreçlere yabancı
olmadığımızı biliyoruz. Her gözaltına alınan ve tutuklanan yönetici
arkadaşımızın yerine il ve ilçe örgütlerimize başvuru yaparak yönetici olmak
isteyen binlerce insanımız ve yoldaşımız var. Dolaysıyla biz bu kısa seçim
kampanyası döneminde tüm kesimlere ulaşmanın yol ve yöntemlerini arayacağız ve
bulacağız.
‘DEMİRTAŞ’IN MESAJLARINI TABANIMIZLA PAYLAŞACAĞIZ’
Cumhurbaşkanı
adayınız Selahattin Demirtaş’ın seçim kampanyasına dahil olması nasıl
gerçekleşecek?
Parti olarak cumhurbaşkanı adayımızı Edirne Cezaevinde olan
Sayın Selahattin Demirtaş olarak belirledik. Özellikle cumhurbaşkanı adayımız
Sayın Salahattin Demirtaş’ın bir an önce özgürlüğüne kavuşmasını buradan bir
kez daha belirtmek istiyorum. Esaret koşullarında bu seçim kampanyasını diğer
adaylara göre eşit koşullarda yapmayacağını biliyoruz. Ancak avukat
aracılığıyla bizlere göndereceği mesajları, bizde Türkiye halklarına ve kendi
seçmen tabanımıza iletmeye ve ulaştırmaya çalışacağız. Dolaysıyla bir taraftan
cumhurbaşkanı seçimi bir taraftan da parlamento seçimlerini kazanabilmek için
yapacağımız güçlü mitingler, halk buluşmaları ve iftar programlarıyla bu seçim
kampanyamızı tamamlamaya çalışacağız. Kadın buluşmaları gerçekleştirmeye
çalışacağız. Çünkü bizim partimiz aynı zamanda bir kadın partisidir. Kadın
hareketleri ile ortak düzenleyeceğimiz kadın buluşmalarıyla da tüm kadınlara
ulaşmanın yollarını arayacağız.
ARDAHAN’DAN EDİRNE’YE…
Bu bir aylık süreç içerisinde Ardahan’dan Edirne’ye
gitmediğimiz, ulaşmadığımız ve elini tutmayacağımız insan ve kesim kalmayacak. Aslında
böylesi bir hava ve coşku da var. Çünkü biz seçim tarihi açıklanmadan yapmış
olduğumuz bölge ziyaretlerinde bu coşku ve kararlılığı bir kez daha gördük. Seçim
tarihi açıklandıktan sonra tekrar bölge gezisine çıktığımızda yine halkın
seçimlere nasıl coşkulu bir biçimde hazır olduklarını gözlemledik. Halk bizim
önümüzde gidiyor. Yani partinin önünde giden bir halk tabanımız var. O yüzden
halkımız da bizimle beraber bu çalışmaları yürütecek. Çünkü bize çıkarılan
engelleri ve uygulanan baskıları görüyorlar. 24 Haziran tarihine kadar gece
gündüz çalışarak bu çalışmayı tamamlayacağız.
‘TÜM TEMSİLİYETLERDE ADAYLARIMIZ VAR’
Dün milletvekili
adaylarınızı deklare ettiniz. Adaylarınızı hangi ölçüleri baz alarak
belirlediniz?
Dün itibariyle adaylarımızı kamuoyu ile paylaştık. HDP
olarak belirlemiş olduğumuz adaylarımı tanıttık. Çok renkli ve zengin bir aday
profilimizin olduğunu özellikle belirtmek isterim. Hem Kürdistan’da hem de
Türkiye’nin batısında belirlemiş olduğumuz milletvekili adaylarımız yerellerin
onayını almış, onların hassasiyetleri göz önünde bulundurarak ve topluma
sorularak alınan kararlar doğrultusunda belirlendi. Türkiye’nin batısında
yapmış olduğumuz ittifaklar sonucunda bileşenlerimizin bize vermiş olduğu
adaylar var. Bunlar bileşen hukuku çerçevesinde verilen adaylardır. Türkiye’nin
batısı için belirlediğimiz adaylar için bunları ifade edebiliriz. Ancak
Kürdistan’daki adaylarımız daha çok yerellerde yapmış olduğumuz görüşmeler, il
ve ilçe örgütlerimizin görüş ve onayı alınarak belirlendiler.
KADIN ADAYLAR
Kadın adaylarına ilişkin, kadın hareketimizin yapmış olduğu
bir çerçeve neticesinde belirlenen adaylarımız var. Kadın adaylarımızın oranı
yüzde 40’a yakındır. Bunlar Türkiye’deki kadın hareketlerinin ortak belirlemiş
oldukları adaylardır. Bu çerçevede biz her türlü zenginliği ve çoğulculuğu esas
alarak bu profili ön plana çıkarmaya çalıştık. Türkiye’de HDP’nin dışında
farklı kesimlere, inançlara ve mezheplere seslenen başka bir parti yoktur. Geçtiğimiz
dönemde de biz bu vizyonu ortaya koymuştuk. 24 Haziran’a giderken tekrar bu
vizyonu esas alarak adaylarımızı belirlemeye çalıştık. Her kesimden bir
temsiliyet sağlamaya çalıştık. Ermeni, Süryani, kadın, genç ve engelli
temsiliyeti şimdiye kadar Türkiye’de ezilen ve yok sayılan kesimler olarak
ifade ediliyordu. Bunları HDP çatısı altında bir temsiliyet doğrultusunda parlamentoda
her kesimin kendi sesini çıkarabileceği bir ortamın sağlanması açısından uygun
gördük ve böyle bir profili de Türkiye kamuoyuna sunduk. 24 Haziran’da da bu
temsiliyetlerin parlamentoya girmesiyle birlikte şimdiye kadar halklar üzerinde
yaşanan inkar politikasını ve dil, kimlik sorununu da parlamentoya yansıması için
esas almış olduk. Ben, 24 Haziran
seçimlerinde HDP’nin bu temsiliyetlerle birlikte güçlü bir şekilde parlamentoya
girecek. HDP’yi her kesimin sesi olmayı hedefleyen bir parti olarak ifade
edebiliriz.
‘KÜRTLERİN ULUSAL BİRLİĞİ KIRMIZI ÇİZGİDİR’
Son bir hafta-on
gündür Kürt seçim bloku ile olan ilişkilerin ne düzeyde olduğu basının ısrarla
merak ettiği bir konu. Bununla ilgili ne söylemek istersiniz?
Bunun tekrar bu çağrıyı buradan yineledik. Bazı siyasi
parti, kurum, kuruluş ve bireyler bu ittifakın içerisinde yer aldı. Bir kısmı
ise dışarıda kalmayı tercih etti. Elbetteki tercihlerine saygı duyarız ancak o
gün, bu gün değildir! Küsmelerin, kırılmaların, ittifakların dışında kalmaların
özgürlük mücadelesi yürüttüğümüz bu süreç açısından bize zaman kaybettirir. Bizler
bakımından Kürtlerin birlik ve beraberliği, ulusal birliği elbette ki olmazsa
olmaz bir kırmızı bir çizgidir. Bunun mücadelesini yıllardır vermeye,
tamamlamaya çalışıyoruz. Fakat zaman zaman bozulmalar olsa da, sekteye uğrasa
da bu meselenin bir an önce netliğe kavuşması gerektiğini özellikle belirtmek
isterim.
‘HERKESİN İTTİFAKA DAHİL OLMASI ELZEMDİR’
Bugün Amed’den bir Kürt deklarasyonu açıkladık. Dolayısıyla
bu açıklama ile birlikte bu saatten sonra artık hiçbir Kürdün bu ittifakın
dışında kalmak gibi bir lüksü ve amacı olmamalıdır. Çünkü Kürtler üzerinde
oynanan oyunlar, Kürt halkının tasfiye süreci, Kürt halkına yaşatılan zulüm, Kürt
çektiği acılar göz önünde bulundurularak bugün omuz omuza vermenin zamanıdır. Yaptığımız
çağrı ile birlikte tüm Kürt kardeşlerimize çağrı yaptık. Bu ittifakın içinde
olmak büyük bir sorumluluk gereğidir. Bu sorumluluğu herkesin bugün itibariyle
bir vicdani muhasebe ile tartması gerektiğini düşünüyoruz. Bu anlamda, bu
saatten sonra da herkesin kendini bir kez daha gözden geçirmesi gerektiğini ve
ittifaka dahil olmasının elzem olduğunu belirtmek istiyorum.
‘24 HAZİRAN’IN ANA MOTORU AVRUPA’DAKİ HALKIMIZDIR’
Avrupa’da çok güçlü
bir Kürt diasporası var. Oradaki Kürt nüfusunu dikkate aldığımızda seçimlerde
kıymete değer bir oran ortaya çıkıyor. Buradan onlara ne söylemek istersiniz?
24 Haziran’ın başarısı Avrupa’da yaşayan halkımıza bağlıdır.
Biz 7 Haziran’da da aslında bunu gördük. Avrupa’dan gelen oyların Türkiye’den
almış olduğumuz oylara çok büyük katkısı olacaktır. Dolayısıyla 24 Haziran’daki
seçimlerin ana motoru Avrupa’da yaşayan halkımızdır. Bu süreci daha çok onların
götürmesi gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü Avrupa’da çalışma ortamı daha
rahattır. Orada yaşayan halkımızın Kürdistan ve Türkiye’de kendi yakınlarına ve
çevrelerine bu çağrıyı yapmak gibi bir sorumlulukları vardır. Yine Avrupa’da
oyların kullanılacağı gün herkesin bir seferberlik ruhuyla sandıklara gidip
oylarını kullanması, aynı zamanda da tüm akraba ve dostlarına HDP’ye sahip
çıkma noktasında çağrılarının olması gerekiyor.
AVRUPA’DAKİ KÜRTLERE ÇAĞRI
Ben Avrupa’da yaşayan Kürt halkımıza şu çağrıyı bir kez daha
yapmak isterim; Türkiye ve Avrupa arasındaki mesafe ne kadar uzun ve uzak
olursa olsun birbirimizin elini tutma ve yüreğine dokunma zamanıdır. Bu
sorumlulukla herkesin mevcut çalışmalara birebir katılarak Avrupa’daki her
kesime ulaşması gerekmektedir. Çünkü Avrupa’da da AKP’ye oy veren kesimler var.
Özellikle bu kesimlere ulaşmak ve onları ikna etmek, yaşanan kriz ve kaosların
müsebbibi olan AKP hükümetine bir daha oyların çıkmaması açısından böyle bir
çalışmayı yürütmek gerekiyor. O yüzden 24 Haziran seçimlerinde Avrupa’dan
gelecek olan oylar bizlere birkaç milletvekili çıkaracak düzeyde bir öneme
sahip olduğu için şimdiden bir seferberlik ruhuyla bu çalışmaların devam etmesi
gerektiğini özellikle belirtmek istiyorum ve onlara başarılar diliyorum.
BİR OY HDP’YE, BİR OY DEMİRTAŞ’A
Genel olarak
konuşmanıza eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Biz 24 Haziran seçimlerinden büyük bir başarı ile çıkabilmek
için bir seferberlik ruhu ile çalışmalarımızı başlattık. Ancak AKP hükümeti
HDP’yi barajın altında bırakmak gibi bir niyete sahiptir. Dolayısıyla barajı
aşabilmek için şu anda bıçak sırtı olan bu meselenin bizler açısından önemi çok
ifade edildi fakat bir kez daha ifade etmek isterim ki, onların bizden
çalamayacakları kadar oya ihtiyacımız vardır. Büyük bir başarı elde etme ve
kazanmak açısından herkesin HDP’ye ve Sayın Demirtaş’a sahip çıkması gerekiyor.
‘Bir oy HDP’ye, bir oy Demirtaş’a’ diyerek bu anlayış ve şiarla 24 Haziran
seçimlerinden başarılı çıkmayı hepimiz önümüze hedef olarak aldık. Hepimizin yolu
açık olsun diyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder